Son yıllarda giderek kullanım yaşı düşen madde bağımlılığının fizyolojik etkileri olduğu kadar psikolojik etkileri de vardır. Maddeye karşı bağımlılık oluşturmuş kişi kimi zaman yaptığı şeyin yanlış olduğunu bilir fakat kendi iradesini kullanıp bu bağımlılıktan kurtulamaz. Zamanla dozunu ve sıklığını arttırır. Önleyici tedavi uygulanmadığı takdirde dozu öldürücü olana dek arttıracaktır.
Maddenin yol açtığı psikolojik bozukluklar vardır, bunlar:
Uyuşturucu maddeler vücuda girdiği zaman hücrelerimiz onları hafızasına alır ve bir daha unutmaz.
Maddenin etkisinde olan kişilerle konuşmak hiçbir zaman çözüm getirmez. Etkisini yitirdiği zaman sakin ve uygun ortamda konuşmak daha yararlıdır. Bu konuşma öğüt verme şeklinde olmamalıdır. Amaç kişiye farkındalık kazandırıp uzman desteği almaya ikna etmek olmalıdır.
Bağımlılıktan kurtulmanın en önemli faktörü aile desteğidir. Aile, bireyi suçlamamalı; her zaman yanında olduğunu göstermelidir. Kişi madde kullandığı için ailesi tarafından dışlanırsa kullandığı şeye daha da bağlanır.
Madde kullanım yaşının ortaokul öğrencilerine kadar düştüğünü görüyoruz. Çocukları madde bağımlılığından korumanın yolu onları bilinçlendirmekten geçiyor.” Konuşursak özenirler” mantığıyla değil, “konuşalım bilgilendirelim” mantığıyla hareket edersek çocuklar da “bir kereden bir şey olmaz” diye düşünmez ve bir tanenin bile bağımlılık yapmaya yettiğini öğrenmiş olurlar.
Madde bağımlılığı tedavisi hastanelere bağlı AMATEM ile psikiyatri kliniklerinde uygulanmaktadır. 2-6 hafta arasında yatarak tedavi ve 1 yıl süre ile psikososyal destek uygulanır. Tedavide en önemlisi kişinin çabası ve isteğidir. Kişi, bırakma kararı almış ve tedaviye hazır olmalıdır. Yatarak görülen tedavi sonrasında psikososyal destek uygulanmadığı takdirde madde kullanımı tekrar edebilir. Psikososyal destek, kişiyi maddeye iten temel problemleri çözmeye yarar.
Aile bireylerinde psikolojik sorunları bulunan ya da alkol- madde bağımlılığı olan çocukların maddeye yönelme oranı daha yüksektir. Okul ortamında özendirici davranışları olan arkadaş grubu, sosyal gruplardan dışlanma ve başarısızlık, çocukları madde kullanımına iten faktörlerdendir. Çocuklarımıza baskı hissettirmeden arkadaş çevresini denetlemeliyiz. Aile kurumundan uzaklaştıracak durumları yaratmamalı, varsa da çözmeye çalışmalıyız. BÜŞRA GÜRE