Histrionik kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler heyecanlı, duygusal, renkli, dramatik, dışadönük kişilerdir. Yakınlığı çok sevmelerine karşın derin bir ilişki yaşayamazlar, duyguları yüzeyseldir. Aşırı şekilde dikkat çekici davranırlar. Abartma ve her şeyi olduğundan önemli gibi gösterme eğilimleri vardır. Onlara göre insanların dikkati kendi üzerlerinde olmalı, onaylanmalı ve övgü görmelidirler, aksi takdirde sinir krizi geçirebilirler. Baştan çıkarıcı davranışlar anahtar özelliklerdendir. Bu denli flörtöz, baştan çıkarıcı davranışlar, dikkat çekici giyim ile cinselliğe yaptıkları vurguya karşın çoğunlukla cinsel fonksiyon bozuklukları vardır. Aşırı bağlanma ve yakınlaşma gereksinimleri aslında güvence arayışlarından kaynaklanır fakat bu durum aynı zamanda kolay etki altında kalmalarına ve kandırılmalarına yol açabilir. En sıklıkla kullandıkları savunma mekanizmasının bastırma olduğu düşünülmektedir. Duygularında ani değişmeler olabilir. Gerçek duygu, düşünce ve dürtülerini fark edemez ve açıklayamazlar. Histrionik kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler aşırı duygusallık ve ilgi odağı olma ihtiyacı ile belirli özellikler gösterirler:
Bu 8 özelliklerden en az 5 tanesi görülürse kişi erken erişkinlikten önce belirtileri göstermeye başlamışsa tanı konur. Yaşın ilerlemesiyle belirtilerin azalma gösterdiği bilinmektedir. Sansasyonel olaylar içinde bulunabilir, yasalarla başları derde girebilir, madde ve alkol kötüye kullanımı görülebilir.
Tedavi
Kişilik bozukluğu vakalarında tedavi başvuru oranı yüksek değildir. Kişilik bozukluklarının temelinde çarpık kişilik örgütlenmeleri vardır bu yüzden terapi süreci diğer semptom odaklı yaklaşımlara göre daha uzun sürer. Kişilik bozuklukları her zaman bir semptom göstermeyebilir. Çoğunlukla hastanın kişisel-sosyal ilişkilerini bozulmakta ve buna bağlı olarak yaşam kaliteleri düşmektedir. Bu da terapiye başvurmalarına neden olan sebeplerden biridir. Histrionik kişilik bozukluğunda iç görü zayıf olduğu için iç görü gerektiren yaklaşımlarla fayda sağlanması zordur. Terapötik süreç bireylerin içsel yaşantıları ile ilgili duygularının ortaya çıkarılması ve fark ettirilmesi üzerine olmalıdır. Bilişsel davranışçı terapide temel adım aslında farkında olmadıkları, bastırdıkları asıl düşüncelerinin farkına varmalarını sağlamaktır. Duygu ve düşüncelerin netleştirilmesi ve açığa vurulması önemlidir. İlgisizliğe karşı kendini kötü hisseden Histrionik bireyler terapistleri tarafından sürekli olarak ilgi ve destek bekleyeceklerdir. Kişilik bozukluklarının tedavisinde bilişsel davranışçı kuramların yanında dinamik, psikoanalitik, duygu odaklı terapi gibi çeşitli yaklaşımlardan yararlanılmaktadır. Bazı durumlarda ilaç tedavisi yapılabilmektedir. Bu hastalar bireysel ya da grup psikoterapi uygulanarak tedavi edilebilirler.