Öfke tanımı incelendiğinde doyumu sağlanmamış beklentilere, beklenmedik ani neticelere, yerine getirilmeyen arzu ve ihtiyaçlara gösterilen emosyonel reaksiyondur. Hiddet yapısı bakımından negatif duyguları çağrıştırsa da global bir duygudur. Fertte uygun yollarla dışa vurulduğunda tinsel vaziyetini balansta tutabilmesini sağlayan son derece tabii bir duygudur. Ancak hiddet duygusu kişilerde kontrol edilmesi güç vaziyete geldiğinde kişilerarası ilişkilerine zarar verici ve tinsel balansını yaralayıcı potansiyele sahip tahrip gücü yüksek reaksiyon vaziyetine erişebilmektedir. Son zamanlarda kişiler yaşadığı yıkıcı hiddet patlamalarını tertip edebilmek için ihtiyaç duyulan birimlere müracaat etme ile ilgili isteksiz bulunmaktadır. Kişilerde hiddet için yardım isteme davranışı az olmakla birlikte hiddet tüm yaşantımızı etkileyebilecek tesir gücüne sahiptir. Hayattaki ekonomik ve sosyal sıkıntılar, dünyadaki adaletsiz kaynak dağılımı, güvenlik ihtiyacının yüksek ancak imkanların az oluşu, sosyal teminatların yeterli oranda eriştirilememesi fertleri stresli, gergin, çaresiz ve potansiyeli kısıtlanmış hissettirmektedir. Kişilerin öfkelendiği vaziyetler ferdi farklılıklarına göre çeşitlilik göstermektedir. Çoğunlukla kişiliğimiz tehdit altına alındığı vakit, maksatlı olarak kışkırtıldığımız, hayal kırıklığına maruz kaldığımız, düşüncelerimizi ve hissettiklerimizi dile getiremediğimiz vakitlerde kendimizi engellenmiş ve hiddetli hissederiz. Öfkelendiğimiz vakitlerde bir hayli duygusal, bedensel ve düşüncesel tepkiler göstermekteyiz. Bu duygularımızı aracısız olarak direk gösterebildiğimiz gibi bazen de endirekt olarak gösterme yoluna gidebiliriz. Öfke anlarında ekseriyetle fertler şiddete müracaat etme, bağırma, hakaret etme, saldırgan davranışlar sergileme gibi davranışlar sergileyebilmektedirler. Bazen kişilerin öfke yoğunluğu o kadar yüksek izler ki öfke dediğimiz üst düzeylere kadar çıkabilir. Doğal gözlenen öfke belirti ve davranışların yanında dolaylı olarak dışa vurulan vaziyetlerde mevcuttur. Bu vaziyetlerde genel olarak ağlama krizleri, depresif ruh hali, kaygı, tedirginlik hissetme, uyku ihtiyacında artış gibi belirtiler gözlenmektedir. Öfkenin artmasıyla fertler çöküntü ve kendilerine zarar verebilecek fantaziler içinde olabilirler. Öfke sıhhatli bir tepki olmasına karşın kontrol edilemediği vaziyetlerde yıkıcı neticelere kapı aralayabilecek bir felaket vaziyeti oluşturabilmektedir. Bu yüzden yıkıcı öfkeyle nasıl başa çıkabileceğimizi bilmemiz gerekmektedir. Hiddet kişilerin sosyal hayat ve kişilerarası ilişkilerinde de negatif neticelere kapı aralayabilmektedir. Kişiler problem yaşadıkça kendilerini sosyal yaşantıdan daha da soyutlarlar ve bu vaziyet kısır döngünün ve içe çekilmenin artmasına kapı aralamaktadır.